Duru Alkoç

“…Sabah erken saatte gündelikçi kadın geldiğinde-güçlü oluşundan ve acelesinden ötürü, onca kez böyle yapmaması söylenmiş olduğu halde bütün kapıları öyle bir çarpardı ki, o geldikten sonra evin hiçbir yerinde artık sakin bir uyku düşünülemezdi-, Gregor'a yaptığı her günkü kısa sabah ziyareti sırasında önce olağandışı bir şey göremedi. Gregor'un mahsustan öyle hareketsiz yattığını ve hakaret görmüş gibi davrandığını düşündü; ondan akıl ürünü her türlü davranışı bekliyordu. Rastlantı sonucu uzun saplı süpürge o anda elinde olduğundan, kapıda durduğu yerden Gregor'u gıdıklamaya çalıştı. Bundan da hiçbir sonuç alamayınca öfkelendi ve Gregor'u biraz itti; ancak onu hiçbir direnişle karşılaşmaksızın bulunduğu yerden oynatınca uyandı. Gerçek durumu hemen anlayınca gözleri fal taşı gibi açıldı, kendi kendine bir ıslık çaldı; ama fazla oyalanmadı ve yatak odasının kapısını hızla açıp içerinin karanlığına doğru yüksek sesle bağırdı: "Bakın, bakın, gebermiş! Orada yatıyor işte, kuyruğu tamamen titretmiş!"
Hizmetçi kadının bağırtılarını duyan aile koşarak Gregor’un odasına girdi. Tam da kadının söylediği gibi Gregor yerde oldukça hareketsiz ve güçsüz bir şekilde yatıyordu. Onun bu halini gören Bay Samsa istemsizce kahkaha atmaya başladı. Gülerek karısına baktı: “Baksanıza! Ölmüş! Kurtulduk!” diye bağırdı. Bayan Samsa mutlulukla Grete’ye sarıldı. “Tanrım sana şükürler olsun!” diye bağırıp dizlerinin üstüne çökerek ağlamaya başladı Grete. Bay Samsa: “Uzun zamandır bu anı bekliyorduk. Bir kutlama yapalım. En güzel yemekleri hazırlayın.” dedi. Gürültüyü duyan kiracılar odaya girdiler. Bay Samsa sırıtarak onlara baktı. “Sizin de bu evdeki vadeniz doldu. Çıkabilirsiniz beyler.” diyerek kapıyı işaret etti. Adamlar şaşkınca birbirlerine baktılar fakat bir şey demeden eşyalarını alıp evden çıktılar. O akşam en güzel yemekler yapıldı. Samsa ailesi uzun zaman sonra bu kadar neşeli bir yemek yedi. O akşam sohbet hiç durmadı, kahkahalar hiç azalmadı. Herkes uzun zaman sonra huzurlu bir uyku uyudu. Sabah uyandıklarında çok keyiflilerdi. O günü birlikte geçirmeye karar verdiler. Bayan Samsa ve Grete en güzel elbiselerini giydiler. Bay Samsa’nın mutluluğu yüzünden okunuyordu. Tramvaya bindiler ve kent dışına doğru yol aldılar. Tüm günü açık havada geçirdiler. Kuşları izlediler, çiçek topladılar, sohbet ettiler. Yeni bir eve taşınmaktan söz ettiler. Bunun onlara iyi geleceğine emindiler. Akşam olduğunda yine tramvaya binip eve gittiler. Yol boyunca Grete biraz suçluluk hissediyordu. Gregor’u kaybetmişlerdi ve onu bir daha göremeyecekti. Ona bir tepside bayat yiyecekleri hazırladığı günü anımsadı. Midesinin bulandığını hissetti ve gözlerini kapattı. O gözleri kapalı bir şekilde otururken annesi ve babası uyuduğunu sandıkları için onun ne kadar güzelleştiğinden söz ettiler.
Eve geldiklerinde Bay ve Bayan Samsa yine huzurla uyumak için odalarına çekildiler. Grete biraz halsiz hissediyordu. Ayrıca o gün işe gitmediği için suçluluk duygusu da bastırmıştı. Hayatını düşündü. Gregor’u düşündü. Kendi kendine “Gregor’u unutmalıyım. O artık yok.” dedi. Uyuması gerektiğini düşündü. Ertesi gün işe gidecekti. Yatmadan önce Gregor’un odasına girdi. Kürk giyen kadının tablosu gözüne çarptı. Tabloyu aldı ve odasına götürdü. Şifonyerin çekmecesini açtı ve tabloyu oraya kilitledi. Bulanan midesini görmezden gelmeye çalışarak yatağına yattı. Bu huzursuz düşünceler içinde uykuya daldı. Gece boyunca uyandı durdu. Sabaha karşı uykuya dalabildi. Saat yedide gözlerini açtı. Gözleri bir an bacaklarına takıldı. Çok sayıda zayıf bacağı vardı. Kabarık kahverengi karnını fark etti. Bunun bir rüya olmadığını biliyordu.
Gözlerini kapattı. “Özür dilerim Gregor. Özür dilerim.” dedi. Yaşanan her şey film şeridi gibi gözlerinin önünden geçiyordu. Ne yapacağını düşünürken kapıda annesinin sesi duyuldu: “İşe gitmemenin harika olduğunu biliyorum ama bugün gitmen gerek Grete.” dedi annesi sevecen bir sesle. Grete zorlanarak kalktı ve kapıyı açtı. Annesi onu gördüğünde dehşete kapılarak çığlık attı. Tüm bu gürültüyü duyan Bay Samsa koşarak geldi. Grete’yi gördü. Yerde hıçkırarak ağlayan karısını kaldırıp odalarına götürdü. Grete korku içinde bekliyordu. Bay Samsa yanına geldiğinde ona ifadesizce baktı. Hiçbir şey demeden kapıyı üstüne kapattı ve kilitledi. Divanda yatan karısına “Bu kapı asla açılmayacak.” dedi. Bayan Samsa onaylar gibi gözlerini kırptı ve sustu. O kapı asla açılmadı. Grete tüm hafta boyunca bekledi. Yapayalnız bir şekilde açlıktan öldü. Her gün kapıyı aralayıp onu kontrol eden hizmetçi kadın onu buldu. Gregor’dan kurtulduğu gibi Grete’den de kurtuldu. Bay Samsa Grete’nin ölüm haberini aldığında gazetesini okuyordu. Tepki vermedi. Bayan Samsa’yla göz göze geldiler ve sessizce gazetesini okumaya devam etti.
Comments