“Meçhul Öğrenci Anıtı” Üzerine
- Die Schüler der Lupe
- 18 Oca 2023
- 3 dakikada okunur
Sıla Akdeniz Duru

Ece Ayhan’ın “Meçhul Öğrenci Anıtı” adlı şiiri, sistemler tarafından ötekileştirilmiş ve toplumsal çemberin dışına itilmişler adına dikilen bir anıttır. Hemen hemen her ülkede var olan meçhul asker anıtına bir göndermeyle başlayan şiir, meçhul asker anıtlarında var olan belirsizliğe ve ne için, kim tarafından yapıldığı belli olmayan, boşa giden bir kahramanlığa işaret ederek başlar.
Şiirin ilk dizesinde vurgulanan ve emir kipiyle çekimlenen “bakmak” eylemi, sadece bakmayı değil gerçek anlamda görmeyi ve anlamayı imler. Çünkü şiir kişisinin özellikle dikkat çekmek istediği “kara mermerin altında yatan, bir teneffüs daha yaşasa, tabiattan tahtaya kalkacak olan ve devlet dersinde öldürülen” çocuktur. Şiir kişisi, başkalarının içinde bulunduğu aldırmazlığa tepkili ve öfkelidir. “Meçhul öğrenci anıtıyla” onların bakışını buraya çekmek ve olanları anlatmak ister. Meçhul öğrenci anıtına eklenen kimlikler birisi olan bu öğrencinin ömrü teneffüs zamanlarıyla sınırlıdır ve “tabiattan tahtaya kalk(a)madan” gömülmesi, çocuğun içinde bulunduğu sıkıntıları gösterir. Bu öğrencinin yaşamı kısacık zaman dilimlerinde geçer ve “tahtaya” yani amaca ulaşamadan “devlet dersinde öldürülür”.
“Devlet dersi” bağdaştırması, özellikle devlet kelimesinin anlamı düşünüldüğünde bireyi çıkmaza sürükleyen sistemi temsil eder. Bunların yanı sıra bu şiirin matrisini oluşturan kelime gruplarının birincisi “sistem” bağlamında oluşan {devlet, asker kaputu, parasız yatılı, zabit okulu, okul} kelime öbeğidir. Hepsi devlete bağlı olan ve sistemin ürettiği ve getirdiği kurumlar olan bu grup, öğrencinin sonunu hazırlar.
Şiirin ikinci bölümüne gelindiğinde devlete atfedilen yanlışlıklar ve devletin görmezden gelme özelliği biraz daha vurgulanır. Yanlış sorular ve yanlış yollarla eğitilen öğrenciler içinde, doğruyu söyleyen “tek ve en arka sırada” olan parmak görmezden gelinir. Aynı sorularla aynı yanıtları hep ön sıraya çıkaran ve bunları ödüllendiren sistem, farklı olanı çemberin dışına itmiş ve arka sıraya oturtmuştur. “Solgun halk çocuklarının kalbine dökülen “maveraünnehir” devletin içinde bulunduğu ikiliği de gösterir. “Solgun halk çocukları” tamlamasında yer alan çoğalma ise şiirin başlığıyla uyumludur. Bir öğrencinin ölümünden yola çıkarak bütün meçhul öğrencileri, onların yok oluşlarına, yitip gitmelerine ve körelmelerini anlatır.
Görmezden gelme ve umursamazlık devletin ötekileştirdiği bu öğrenciyi/ öğrencileri yok olmaya sürükler. Bu ölümün acısını içinde yaşayan baba için ise yapılması gereken tek şey bu ölümü bastırmaktır. Boynuna mekik oyalı bir yazma bağlayan eskici babası, çocuğu ölmeden önce oyuncakları olduğuna inandırmıştır. Yani hep beraber bir yokluğu yaşayan aile içinde bulundukları zorlukların gerçekliği ile baş başadır. Şiirin tamamında geçen {solgun halk çocukları, eskici baba, çamaşırcı ana, parasız yatılı} betimleme öbeği yokluğu yoksulluğa ve yokluğa aittir. Ölümün acısı çocuğunu asker kaputu altında gizli gizli emziren ananın içine de çökmüştür ve onun ağıtı da oğlunun emeğine yöneliktir.
Şiirin son bölümünde parasız yatılı okullarında okuyan ve erkenden olgunlaşan öğrencilere, onların yok olan çocukluklarına dikkat çekilir. Yüreklerinde hayatına karşına çıkardıkları yüzünden kendilerinden büyük bir çocuk taşıyan bu öğrenciler devletin içinde devlet tarafından sindirilip yabancılaştırılmıştır. Gidenlere gönderilecek umutlar veya dualar ise yine sistem tarafından belirlenir: “bütün sınıf sana çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar gönderecek” {intihar, öldürülmek} kelimelerinin işaret ettiği tükenip yok olma eylemi sadece 128 (Nilgün Marmara) için değil bir süre sonra hepsi için geçerli olacaktır. Bu öbeklerden ortaya çıkan “devlet, sıkıntılar ve yok olma” kelimeleri de okuyucuyu bu şiirin matrisi olan “sistemin bireyi ikiliklere ve çıkmaza sürüklemesi”ne götürür. Güçsüz olan, zor durumda olan sistem tarafından daha da çok zorlanır ve bu zorlanma onları meçhul öğrenci anıtlarının altında kimliksiz olarak yatmaya sürükler.
Meçhul Öğrenci Anıtı Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında Bir teneffüs daha yaşasaydı, Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür Devlet dersinde öldürülmüştür. Devletin ve tabiatın ortak ve yanlış sorusu şuydu: - Maveraünnehir nereye dökülür? En arka sırada bir parmağın tek ve doğru karşılığı: - Solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine!dir. Bu ölümü de bastırmak için boynuna mekik oyalı mor Bir yazma bağlayan eski eskici babası yazmıştır: Yani ki onu oyuncakları olduğuna inandırmıştım O günden böyle asker kaputu giyip gizli bir geyik Yavrusunu emziren gece çamaşırcısı anası yazmıştır: Ah ki oğlumun emeğini eline verdiler Arkadaşları zakkumlarla örmüşlerdir şu şiiri: Aldırma 128! İntiharın parasız yatılı küçük zabit okullarında Her çocuğun kalbinde kendinden büyük bir çocuk vardır Bütün sınıf sana çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar gönderecek
Ece Ayhan
Comments