Dilara Özcan

11. sınıflar olarak 16-22 Nisan tarihleri arasında Almanya’nın Köln-Aachen-Bonn-Berlin eğitim gezisini gerçekleştirdik. Bu yazıda ziyaret ettiğimiz üniversiteler hakkında edindiğimiz faydalı bilgiler ve kendi görüşlerimden bahsedeceğim.

1. İlk ziyaretimiz RWTH Aachen (Rheinisch Westfalische Technische Hochschule) Kampüsüne oldu. RWTH Aachen 42.000'den fazla sayıda öğrencisiyle Almanya'nın en büyük teknik üniversitesidir. RWTH başta makine mühendisliği olmak üzere metalürji, elektrik mühendisliği, bilgisayar mühendisliği ve mühendislik yönetimi ile kimya, fizik dallarında ün yapmıştır.
Üniversitenin fakülteleri: RWTH Aachen, dokuz fakülteden ve alt dallarından oluşmaktadır:
Mathematik, Computer und Naturwissenschaften, Mathe-Abteilung, Abteilung für Computer, Abteilung für Physik, Chemieabteilung, Abteilung für Biologie, die Architektur, Tiefbau, Maschinenbau, Rohstoffe und Materialwissenschaft, Abteilung Roh- und Abfallmanagement, Metallurgie und Werkstofftechnik, Geowissenschaften und Geographie, Elektrotechnik und Informationstechnik, Philosophie, Wirtschaft,Medizin
Kişisel olarak ne çok büyük ne de çok kendi halinde olan şehirleri sevmesem de Aachen benim gözlemimce ikisinin ortasında bir yerdeydi. Okulun kampüsünü gezerken çok farklı kültürlerden insanların bir arada olduğunu gözlemledik. Yaklaşık 138 ülkeden 14.150 uluslararası öğrenci bulunmakta. Ayrıca üniversite Almanyada „Elite-Universität“ olarak adlandırılan sayılı üniversitelerden biridir. Almanca „Die Exzellenzinitiative des Bundes und der Länder” olarak bulabilirsiniz. Bu belirli üniversitelere toplam yılda 15 milyon euroluk verilen bir destektir. Uzmanlara göre, "geçmiş performansları nedeniyle en iyiler arasında olduklarını kanıtlamış" üniversiteleri güçlendirmeyi amaçlıyor.
Ancak yurtdışından okumak için giden bir öğrencinin en büyük problemlerinden biri olan konaklama Aachen’da zor olabilir. Aachen'a okumak veya araştırma yapmak için geldiyseniz, erkenden kalacak yer aramaya başlamalısınız çünkü RWTH'nin herhangi bir mülkü veya yöneticisi yoktur. Öğrenci yurtları ve sadece misafirhanelerde çok sınırlı sayıda yer vardır ve bu nedenle yaşam alanı ayıramazlar. RWTH, üniversite kampüsünün hemen yakınında çeşitli konaklama seçenekleri sunan üç misafirhaneye sahiptir. Kural olarak, talep çok yüksek olduğundan ve konuk evleri genellikle dolu olduğundan, birkaç ay önceden çok erken bir rezervasyon gereklidir. Rezervasyon sadece kabul eden kurum tarafından yapılabilir. Bu nedenle, müsaitlik durumunu kontrol etmek için enstitünüzle zamanında iletişime geçmelisiniz.
Onun dışında ben Aachen’ın okumak için rahat ve uygun bir yer olduğunu düşünüyorum. Kampüsü yeterince büyüktü. Gezi sırasında göremesek de birden fazla kütüphanesi varmış. Kampüsün dışında da sosyalleşmek ve vakit geçirmek için çeşitli alanlar vardı. Gittiğimiz diğer şehirlere karşı daha doğa ile iç içe olunan ferah bir yerdi.

2. Rheinische Friedrich – Wilhelms-Bonn Üniversitesi
Bir diğer “Exzellenzuniversität” olarak geçen üniversite Rheinische Friedrich – Wilhelms-Bonn Üniversitesiydi. Üniversitede yaklaşık 40.000 öğrenci öğrenim görmektedir. Bonn Üniversitesi'ne 1989'da fizik dalında Wolfgang Paul ve 1994 yılında ekonomi dalında Reinhard Selten Nobel ödülleri kazandırmıştır. Kuzey Ren- Vestfalya eyaletinin üçüncü büyük ve kalabalık üniversitesi konumundadır. Öğretim faaliyetleri toplam 530 Profesör, 3.000 akademik, 5.200 idari ve akademik olmayan personelle sürdürülmekte, Aachen ve Köln üniversiteleriyle sıkı akademik iş birliği gerçekleştirilmektedir. Diğer üniversitelerden farkı Bonn Üniversitesinin İtalyanca, Fransızca ve İspanyolca gibi farklı dillerde okunan bölümleri ve biyoloji, kimya gerektiren çok fazla bölümün olmasıydı. Yani çok çeşitli olmasından dolayı kolaylıkla kendinize uygun bir bölüm bulabilirsiniz.

3.Uni zu Köln (Köln Üniversitesi)
Köln Üniversitesi, 1388 yılında Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletine bağlı olan Köln kentinde kurulmuş bir kamu araştırma üniversitesidir. 1388 yılındaki kuruluşundan bu yana üniversite Avrupa’da bir bilim ve öğretim merkezi olmuştur. Ayrıca günümüzde de Köln Üniversitesi, Almanya’nın önde gelen Araştırma üniversitelerindendir.
Üniversite, bilgiyi gerçek dünyada uygulamak ve transfer etmek koşuluyla öğrencilerin kişisel araştırmalarına destek vermektedir. Kurumsal çerçevesi dahilinde araştırma için toplam 6 fakültesi bulunmaktadır. Bu fakültelerde toplam 102 bölüm dahilinde araştırmalar yapan üniversite, 16 adet araştırma merkezini de desteklemektedir. Bu araştırma konuları arasında üniversitenin en iyi olduğu Mekanizmalar, Kuantum Maddesi ve Malzemeleri, Sosyoekonomik, Kültürel ve Siyasal Değişimler, Bitki Bilimleri ve Dil Yetenekleri gibi konular gelmektedir. Gezi boyunca Köln şehrinin okumak için biraz sıkıcı olduğunu düşündüm. Ne Aachen kadar samimi ve ferah ne de Berlin kadar çeşitli ve sosyal geldi.

4. Gezdiğimiz bir diğer üniversite ise Berlin Humboldt Üniversitesi (HU Berlin , 1828–1945: Friedrich-Wilhelms- Universität zu Berlin) oldu.
Berlin Humboldt Üniversitesi ( HU Berlin , 1828–1945: Friedrich-Wilhelms- Universität zu Berlin) 1809'da Prusya Kralı Friedrich Wilhelm III tarafından kuruldu ve 1810'da öğretime başladı. 2020 yılına kadar, Berlin'deki Humboldt Üniversitesi ile toplam 56 Nobel Ödülü sahibi ilişkilendirildi. Bunlar, üniversite mezunlarının yanı sıra, Berlin HÜ ile ilişkili fakültelerin veya araştırma kuruluşlarının uzun süredir devam eden akademik üyelerini içerir. Humboldt Üniversitesi, Almanya'nın en önemli 20 üniversitesi arasında yer aldığı gibi, Almanya'da "Eliteuniversitäten" adı verilen en seçkin 20 üniversite arasına da girmiştir.
Berlin Humboldt Üniversitesi'nin, Berlin kentinde Adlershof Kampüsü, Mitte Kampüsü ve Nord Kampüsü olmak üzere üç yerleşkesi bulunmaktadır. 6.000'den fazla öğrencinin öğretim faaliyetlerinin gerçekleştirildiği Adlershof Kampüsü, Berlin Adlershof Bilim Kenti'nin tam merkezinde yer almaktadır. Berlin Humboldt Üniversitesi'nin üç kampüsü arasında en eskisi olan Mitte Kampüsü'nde, Beşeri Bilimler, Sosyal Bilimler, İktisat ve İşletme Fakülteleri ve bu Fakültelerin bünyesinde bulunan bölümler yer almaktadır. Berlin kentinin Mitte bölgesinde yer alan Nord Kampüsü'nün merkezinde 80.000 metrekarelik bir yeşil park alanı yer almaktadır. Nord Kampüsü'nde üniversitenin Biyoloji Bölümünü, Psikoloji Bölümünü içine alan Yaşam Bilimleri Fakültesinin yanı sıra Thaer Tarım ve Bahçe Bilimleri Enstitüsü bulunmaktadır. Kampüsler arası ulaşım, araba, toplu taşıma ya da bisikletle gerçekleştirilebilmektedir.
Daha aktif ve sosyal bir öğrenci hayatı için üniversitenin sunduğu çeşitli spor kulüpleri de vardır. Jiu Jutsu, Judo, Karate, Kung Fu, Ragbi, Yelken, Kürek, Taekwondo, Tenis, Masa Tenisi, Voleybol, Rüzgâr Sörfü, Yoga, Bovling, Boks, Capoeira, E-Spor, Eskrim, Frizbi, Futbol, Saha Hokeyi, Hentbol, Badminton, Beyzbol, Basketbol, Plaj Voleybolu

5.Berlin’de ziyaret ettiğimiz diğer bir üniversite ise Freie Universität Berlin ( FU Berlin )di.
Freie Universität Berlin ( FU Berlin ) 1948'de kurulmuştur ve merkezi kampüsü Berlin - Dahlem'dedir . Öğrenci sayısı ile ölçüldüğünde, Almanya'nın en büyük 20 üniversitesinden biridir. Alexander von Humboldt Vakfı'na göre, üniversite en iyi uluslararası bilim insanları ve genç akademisyenler için Almanya'da en çok tercih edilen eğitim yeridir. 2020 yılına kadar toplam 18 Leibniz Ödülü sahibi mezun ve akademisyen üyeye sahiptir. Freie Universität Berlin, tüm çalışma alanlarında 150'den fazla derece programı sunmaktadır. Freie Universität öğrencileri dünya genelindeki yüzlerce üniversiteyle olan ortaklıklardan faydalanırlar.
Alman Üniversiteleri Mükemmellik Teşebbüsü programındaki 11 seçkin Alman araştırma üniversitesinden biri olan Freie Universität, Almanya'nın en iyi 10 ünversitesi arasında gösterilmektedir. Freie Universität, günümüzde, 4 ayrı kampüste 35.000'den fazla öğrenciye yüksek öğrenim olanakları sunmaktadır. Almanya'nın başkenti Berlin'de, Dahlem Kampüsü, Lankwitz Jeokampüsü, Düppel Kampüsü ve Benjamin Franklin Kampüsü olmak üzere 4 ayrı kampüse bölünmüş olan Freie Universität bünyesinde bulunan tesislerin büyük bir çoğunluğu, Berlin'in güneybatısındaki Dahlem Kampüsü'nde yer almaktadır. Gittiğimiz diğer üniversitelerden farklı olarak kampüsten yalnızca 2 kilometre uzaklıkta bulunan ve çok sayıda klinik ve enstitüden meydana gelen Düppel Kampüsü'nde üniversitenin Veterinerlik Fakültesi bulunmaktadır.

6. Diğer üniversitemiz Technische Universitat Berlin
Berlin -Charlottenburg'daki Berlin Teknik Üniversitesi (TU Berlin) 100'den fazla kursta yaklaşık 35.000 öğrencisi ile Almanya'nın en büyük 20 üniversitesinden biridir. 1879'da kurulan Berlin Kraliyet Teknik Üniversitesi geleneğindendir. Üniversitenin merkezi araştırma alanları Mühendislik ve Doğa Bilimleridir.
Üniversite şehrin ortasında merkezi bir konuma sahiptir. Fakülteleri farklı binalara ayrılmış bulunsa da birbirine uzak değillerdir.

7. Son olarak Technische Universitat Berlin’in çok yakınında olan Sanat Üniversitesi (Universität der Künste Berlin- UDK-Berlin)
Berlin Sanat Üniversitesi (Universität der Künste Berlin- UDK-Berlin); daha önce Berlin Sanat Yüksekokulu olarak biliniyordu. Berlin'in en eski üniversitelerinden biri olup, şehirde bulunan 4 üniversitenin en küçüğüdür. En eski enstitüsü 1696 yılında kurulmuştur. Üniversite, Almanya'da 'Üniversite' adını taşıyan iki sanat yüksekokulundan biridir. 1975 yılında Devlet Sanat Yüksekokulu ile Devlet Müzik Yüksekokulu birleştirilmiş ve Berlin Sanat Yüksekokulu (HdK) kurulmuştur. Okulun ismi 2001 yılında Berlin Sanat Üniversitesi
değiştirilmiştir. Görsel Sanatlar; Ressamlık, Serbest Grafik, Heykelcilik, Yeni Medya,Sanat Öğretmenliği,Mimarlık; Endüstriyel Tasarım; Görsel İletişim ,Kültür Gazeteciliği Müzik; Ses Anabölümü; Nefesli ve Vuruşlu Enstrümanlar ,Caz (Berlin Jazz Enstitüsü ile beraber)Müzik Teorisi, Müzik Kompozisyonu, Tiyatro; Müzikal-Şov, Sahne, Sahne Kostümü, Sahne Yazarlığı bölümleri ile Almanya’nı en önemli sanat üniversitelerinden biridir.
Sonuç olarak bu gezi ile çoğu arkadaşım ve ben merak ettiğimiz şehirleri yakından görüp önümüzdeki uzun yıllar boyunca yaşayacağımız alanları tanıma fırsatı bulduk. Bazılarımızın fikri değişti, bazılarımızın aynı kaldı bazılarımız ise çok daha yeni fikirler edindi. Genel olarak okulumuzun yaptığı üniversite gezilerinin kendimizi tanımamıza ve ne istediğimize karşılık yol haritası oluşturmasına çok değerli bir şekilde katkıda bulunduğunu fark ettik. Benim alt dönemlerden merak edenlere tavsiyem, olabildiğince gezilere katılmaya çalışıp kendine uygun şehri bulabilmek. Mesela ben bu gezi sayesinde ilk defa Aachen, Bonn ve Köln’ü görmüş oldum. Aachen’ı çok sevdim ve okuyabileceğimi düşündüm ancak Köln ve Bonn listemden elenmiş oldu. Berlin ve Aachen’ı hem kendi kişilik hem de isteklerime daha yakın buldum. Bu yüzden Almanya’da okumak isteyenler için böyle geziler güzel bir deneyim olarak kalıyor. Ayrıca okuldan arkadaşlarınızla da zaman geçirip birlikte hiç edinmediğiniz deneyimler edinmek çok eğlenceli oldu. Alt dönemlere geleceklerini belirleyebilmek adına bu tür gezilere katılmalarını tavsiye ederim.
Comments