Mehmet Baran Hasar

Geçtiğimiz aylarda iklim krizinin sonuçlarını ülkemiz, talihsiz bir şekilde hissetti. 49 ilde 299 farklı yangınla karşılaştık. 1500’den fazla insan yaralandı, birçok yerleşim yeri zarar gördü, hayvanlarımız telef oldu kısacası ciğerlerimiz yandı.
Ancak bunca acıya rağmen halk her zamanki gibi ikiye ayrılma huyundan vazgeçmedi. Yangının sebebini herhangi bir topluluğa yıkmaya çalıştı insanlar. Kundaklayan diye bahsedilen kişiler linçlere tutuldular. Fakat yangınları tekil bir kimseye yıkmak toplumun düştüğü büyük bir hata. Asıl sorun bu yangınların sadece Türkiye’de değil, başka ülkelerde de rastlanması.
2020 yılının başlarında her ne kadar Kovid-19 salgınının gölgesinde kalsa da dünya için büyük bir problem haline gelen Avustralya yangınları, seri halinde gelen yangınların bir başlangıcıydı. 1,25 milyon hayvanın öldüğü, yaklaşık 2000 evin kullanılmaz hale geldiği ve Avustralya sigorta kuruma göre zararın 700 milyon Avustralya dolarını aştığı yangınlar; birkaç haftada unutuldular. Klasik instagram storyleri paylaşıldı, dolandırma maksatlı bağış siteleri kuruldu ve günlerce twitter sallandı. Fakat birkaç hafta sonra olaylar unutuldu. Belki kimseler için yeni moda trendleri, kimseler içinse günlük siyasetin ne dediği önemliydi. Anlık tedbirler almaya çalışanlara her zamanki gibi başarısız oldular.

İklim krizine parmak basmak için son zamanlarda popüler olan bir filmden

bahsetmek istiyorum: “Don’t Look Up”.
Filmde alegorik anlatım ve abartıyla toplumun her önemli meselede kutuplara ayrılması ve duyarsızlığı eleştirilir. Dünyaya gelmekte olan bir kuyruklu yıldız vardır ve bu bilim insanları tarafından 6 ay evvel kesinleştirilmiştir. Hesaplamalar hep aynı şeyi söyler ve kaçış yoktur, bu gerçekleşecektir. Fakat toplum kulaklarını kapatıp kendi hayatına devam eder. Hükümet mecliste sandalye kapmaca oynamaktadır. Fakat er ya da geç olay gün yüzüne çıktığında toplum her zamanki alışkanlığına sığınır ve kutuplaşır. İnsanlar, kutuplaşma ile o kadar meşguldür ki toplum durumu çözmeyi unutur ve geç kalır. Bu filmdeki alegori oldukça nettir. Kuyruklu Yıldız Dünyanın başına gelen büyük çaplı tüm krizlerin sembolüdür. Salgınlar, depremler ve iklim krizi. Fakat bu filmle gerçek arasında büyük bir fark var. Bizim tehlikemiz gökten gelen bir kıyamet alameti değildir, bizim tehlikemiz kendisine bizzat katkımız olan iklim krizidir.
İklim Krizi tehlikesine karşı hala önlem alabiliriz. Tek yapmamız gereken kutuplaşmadan, farklılıklarımızı bir yana bırakarak tek bir çatı altında birleşip bu küresel krize bir çare bulmaktır. Sonuç olarak insanoğlu bu evrende tek başına bir yaşam kurmaz, her yanımzıda doğaya bağlıyız. Bu yüzden unutmayalım ki başka bir doğa yok, her zaman, her yerde ve hep birlikte hedefimiz doğaya sahip çıkmak ve bunun için gerçek adımlar atmak olmalı!
Kaynakça
https://tr.wikipedia.org/wiki/2021_T%C3%BCrkiye_orman_yang%C4%B1nlar%C4%B1
https://tr.wikipedia.org/wiki/2019-2020_Avustralya_orman_yang%C4%B1nlar%C4%B1
McKay, Adam. Don’t Look Up. 2021. Netflix. Film
Comments