Selenay Kandemir
İstanbul'un tarih dolu sokaklarında gezilecek birçok müze bulunurken, basın ve yayın tarihinin derinliklerine inmek isteyenler için özellikle tavsiye ettiğim bir yer var: Basın Yayın Müzesi. Bu müze, ziyaretçilerine basın dünyasının gelişimini anlatan etkileyici bir yolculuğa çıkarırken, gazetecilik ve medyanın toplumsal önemini keşfetme fırsatı sunuyor. Maarif Nazırı Saffet Paşa tarafından 1865 yılında Neo-klasik tarzda inşa edilmiş olup, Maarif-i Umumiye Nezareti ve İstanbul Darülfünun hizmetlerinde kullanılmıştır. Darülfünun olarak hizmet verdiği sıralarda Uluslararası Resim Sergisi burada açılmıştır. II. Abdülhamit döneminde sansür binası olarak kullanılmıştır. 1908 yılında İstanbul Belediyesi’ne devredilmiştir.
Müze, İstanbul'un tarihi ve kültürel merkezi Sultanahmet'te, tarihi Basın Hanı'nda yer alıyor. Binanın dışında sizi karşılayan eski tip baskı makineleri, daktilolar ve gazete başlıkları, hemen başlangıçta sizi geçmişe götürüyor. Müzeye adım attığınızda ise, ziyaretçileri bir gazete ofisinin atmosferine dahil eden kapsamlı bir sergiye adım atıyorsunuz. Ayrıca Sultanahmet’e gitmişken meşhur köftesinden de yemenizi tavsiye ederim.
Müze, basının tarihini aydınlatmak için interaktif ve çoklu ortam teknolojilerini kullanıyor. Ziyaretçiler, basılı medyanın doğuşundan günümüze kadar olan gelişimini görsel ve işitsel materyallerle takip edebiliyor. Eski gazete kupürleri, fotoğraflar, basın kartları ve yazı makineleri gibi öğeler, basın dünyasının evrimini anlatan birçok sergide sergileniyor. Benim en çok ilgimi çeken çeşitli ülkelerin kullandığı eski zaman oyuncaklarıydı.
Müzede, basının toplum üzerindeki etkisini anlamak ve medya aracılığıyla gerçekleşen haberleşme süreçlerini keşfetmek de mümkün. Gazetecilik etiği, haber yapma süreci ve basın özgürlüğü gibi konular, etkileşimli deneyimlerle ziyaretçilere aktarılıyor. Ayrıca, Türk basın tarihinde önemli bir yere sahip olan gazete ve dergi örneklerini inceleyerek, basın dünyasının geçmişten günümüze nasıl değiştiğine tanıklık edebilirsiniz. Çeşitli yazarlar ve portreleriyle beraber kişisel bilgileri, kullandığı kalemleri, daktiloları sergilenerek ömrünü basına adayan çeşitli gazeteciler ve çeşitli yazarları tanıma imkanı bulduk.
Basın-yayına ilgisi olanların kesinlikle gitmesi gereken bir yer olduğunu düşünüyorum. Gazetecilik tarihine ilgi duyanlar ve basın özgürlüğünün önemini anlamak isteyen herkes için vazgeçilmez bir yer. Sultanahmet’e yolunuz düşerse basın yayın müzesine ardından da Şeyh Bedrettin’in mezarını da ziyaret etmeyi unutmayın!
Comments