top of page

Amerikan Medya ve Popüler Kültürünün Etkileri Üzerine

Die Schüler der Lupe

Dora Kınoğlu



Hepimiz hayatımızın belli parçalarını Amerikan medyasının ve popüler kültürünün  üzerimizde bıraktığı etki ile yaşıyoruz. Sadece bizler değil dünyanın her tarafında Amerikan yapımı ürünlerinin (filmler-diziler, müzik ve klipler…) satışları yapılmaktadır. Yani Amerikan popüler kültürü dikkat etmesekte bize sunulan tek seçenek haline gelmiştir. Öncelikle popüler kültürü tanımlamak gerekirse; genellikle medya üzerinden yayılan, hızlı değişime uğrayabilen, ticari başarıyı yakalamak zorunda olan ve halkın geneline hitap edecek şekilde oluşmuş ayrıca farklı insan gruplarına dağılan güçlü bir etki denilebilir.


Küçüklüğümüzden beri her ne kadar doğduğumuz ülkenin kültüründe yaşamımızı sürdürsek de, dinlediğimiz şarkılar, televizyonda izlediklerimiz ve sosyal medyada karşımıza çıkanlar- takip ettiğimiz ünlüler sebebiyle özellikle Amerika'nın medyatik faaliyetleri, psikolojimize ve düşünce sistemimize bazı ‘doğrular’, ‘alışkanlıklar’ , ‘bakış açıları’ , ve ‘hedefler’ gibi kavramlar empoze ederler. Toplumun özellikle batı ile medya üzerinden yakınlığı olan kesimlerinde görülen bazı ortak hayaller, davranışlar, düşünceler, söz konusu zihinlerin baştan(erken yaştan) beri etkisi altında kaldığı bu dünyanın ürünüdür. Örneğin hepimiz ilkokuldayken lise hayatı hakkında televizyonda diziler izledik ve her şeyin oradaki gibi olabileceği üzerine hayaller kurduk! Peki bu hayaller gerçek oldu mu? Pek sayılmaz. Yani bizi etkileyen hayalini kurduğumuz ‘masallar’ tam olarak gerçekliğimize uymuyordu sanki. Ama buna rağmen genellikle insanların kendilerini benzetmeye çalıştığı, kendilerini ve başkalarını içlerine soktukları kalıplar dışarıdan (dizi ve filmlerden) öğrenilmiş tiplemelerdi. Mesela en klasiğinden çoğu 2000’ler gençlik filmlerinde bulunan ‘popüler kız- balo kraliçesi’, ‘sporcu yakışıklı çocuk- futbol takımının kaptanı’ gibi tiplemeler… Bunlar gerçek hayata ve bizim kültürümüze tam olarak uyarlanamayan ama hiyerarşik olarak bireyleri sınıflarken kullanılan bazı basit sıfatlardır. Fakat hepsi aslında belli filmlerde üzerinden dalga geçilmiş ve toplum eleştirisi olarak senaryoya yansıtılmış belli klişelerdir. Bu klişelere yer verilen bir film örneği vermek gerekirse “Mean Girls” filmi ve oradaki yemekhane sahnesinde her grubun kendisi gibilerle oturmak için ayrılmış masaları aklımıza gelebilir. Kısacası genellikle bir filmden çıkınca, o filmin etkisinde kaldığımız süre boyunca ve biraz da karakterimizin oyuncu ve taklitçi yönüyle, kendimizi sevdiğimiz karakterlere benzetiriz. İşte buna hayatlarımız üzerindeki ‘Hollywood Etkisi’ denebilir! 


Öte yandan artık bu filmlerde dikkat edilen - bu durumda her ne kadar bazen inandırıcılığı kaybetse ve tarihsel hakikatleri çarpıtmış olsa da- farklı ırk ve kültürlerden karakterlere/ oyunculara (siyahi, asyalı,müslüman...) projelerde yer verilmesi, batının farklılıkları tolere etmemizi geliştirmesi açısından eğitici önem taşımaktadır. 


Sinema dünyası dışında bir diğer büyük etki de müzik endüstrisi üzerinden yapılan çok kanallı yayın durumudur. Çoğumuz MTV gibi radyo ve müzik uygulamaları yoluyla ingilizce şarkıları ağırlıklı olarak dinleriz ve kendi duygularımızı düşüncelerimizi bu şarkılar dolayısıyla aktarır ve yaşarız. Tabii ki de bu gibi örneklerin ülkemizin şarkıcıları ve şarkı sözü yazarlarına olumlu etkileri de vardır, özellikle bazı sözlerdeki bireysel özgürlük mücadelesini destekleyen yanlar veya sözlerdeki gerçekçilik, başarı inancı gibi pozitif ve güçlendirici temaların kullanımının yoğun oluşu.


Geçmiş yıllardan beri aralıklı olarak televizyon ve radyo üzerinden empoze edilen Amerikan kültürüne artık her gün yeni gelişmeleri uzaklardan takip etmemizi sağlayan sosyal medya platformları eşlik eder. Bizi direkt tüm diğer ülkelerle birlikte en temelde olan ve baskın olan Amerika’ya bağlarlar. Ama aslında tüm dünyadan insanların ortak dili haline gelmiş İngilizce ile kişiler, sosyal medyanın ortak olarak yarattığı sanal dünyada izler bırakırlar. Bu tip alanlardan edinilen dil, alışkanlık olarak ana dile de yerleşir ve bazı dilimizde tarif edemediğimiz durumları anlatmamıza aracılık eder. Ayrıca sosyal medya platformları üzerinden reklamını güçlendiren Amerikan ürünleri satışlarını ve devamlılığını son hızda sürdürebilir. 


Sosyal medya platformlarının eleştirilen bir etkisi ise; insanların beğenilmeye karşı oluşan doyumsuz, kimi zaman narsisist kimi zamansa yetersizlik hissine yol açan tavrı ve yaratılan rekabetçi dünyadaki rolü… Sosyal medya, insanlara kendi reklamlarını yapma olanağı tanıması dışında, bir de üzerine gerçekten düşünülünce bir mantığa oturtulan, ancak çoğu zaman pazarlamada kullanılan yaratıcı bir reklam metni olarak klişeleşen sloganların da insanların kendi hayatlarına uyarlamaya çalışırken düşünce sistemlerini etkilediği bir gerçektir. Mesela “önce kendini sevmeyi öğren” veya “ gerçek büyüme zaman alır” gibi klasik örneklere sıkça rastlarız.


Amerikan medyasının ve popüler kültürünün yol açtığı olumlu-olumsuz tüm etkiler, bizi yasakçı ve yabancı düşmanı bir duruma sürüklememelidir. Yani kendi kültürümüzü yaşatırken başka kültürlerin etkilerine karşı kendimizi savunmacı/defansif bir pozisyona sokmak yerine etkileşim sayesinde sürekli değişim halinde olan kültür dünyasının ilişkilerini kabullenmeli ve akışa müdahale etmeden eleştirel olmayı sürdürmeli, olguları anlamaya çalışmalıyız.

11 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentarios


Yazı: Blog2_Post

Die Schülerzeitung der IELEV Özel Lisesi

©2020. Tüm hakları saklıdır. IELEV Okulları. Die Lupe Magnifier.

bottom of page